Alev alev yanıyoruz!
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Gündem resmen alev aldı.
Hukuk literatürüne “Hatırlamıyorum.. Duydum.. Hissettim” ifadeleriyle girmeye hak kazanan.. Kanıtlarla değil “değerlendirmelerle” yol alan İBB iddianamesi.
Ardından “kapatma değil” dedikleri CHP’yi kapatma hamlesi..
“YAS” ilan etmek için ne beklediklerini anlayamadığımız C130 kazası..
Ahmet El Şara’nın kritik Beyaz Saray randevusunda Trump’ın mide bulandıran “aşağılayıcı” tavrı..
Hepsine yeterince değinmeye çalışacağım. Ama önce iki çirkin adamın çirkin paylaşımlarına değineceğim.
İlki, gündeme gelebilmek için her şeyi yapmaya hazır, Fatih Tezcan. 20 askeri kaybettiğimiz o feci kaza sonrası şöyle bir paylaşım yaptı:
"İddianame çıkardık diye uçağımız indiriliyor, vuruluyor. 20 şehidimiz var. Arkasındaki İsrail, arkasındaki İngiltere, arkasındaki emperyalistler, Türk düşmanları, Türkiye düşmanları.
“Yeni bir 33 er planı üzerinde çalışmışlar. Planlamayı bitirmişler. İddianame açıklandığı anda "Ekrem İmamoğlu bizim çocuğumuzdur. Ona sahip çıkarız manasında saldırıyı" yapmışlar"
TGRT şeysi Cem Küçük, Fatih abisinden mi ilham aldı, bilmiyorum. Şöyle dedi:
"Tabii iddianamenin olduğu gün bu kazanın olması da şüpheli yani. Bence şüpheli yani. İnşallah bir şey yoktur tabii. Ben bir şey vardır demiyorum ama bana çok manidar geldiğini söyleyeyim.”
Bazen şöyle düşünürüm: Cehalet suç olmalı. Aynı zamanda kişi bunda direnen müzmin cahilse, müebbet cezası verilmeli.
İmamoğlu ve -artık onlar her kimse- arkasındakilerin öyle bir gücü olacak! O güç 20 genç askere karşı suikast için kullanılacak! Öyle mi!
Saray iletişim başkanlığının DERİN sessizliğini ne yapacağız peki!
*. *. *
Her ne kadar “hain dış güçler” arasında saymasalar da ABD’nin emperyalistler kategorisinde yer aldığı açık! Oysa o sıralarda Hakan Fidan Beyaz Saray’da Erdoğan’ın Suriye mesajını elden vermek üzereydi.
Trump da altın varakla donattığı oval ofisinde Ahmet El Şara ile “keyifli anlar” geçirmekteydi.
Kötü koktuğunu ima eder gibi, Şara’nın üstüne parfüm sıkmış.. Sonra da “kaç karın var” diye bırakın diplomatik ilişkiyi, sokak jargonunda bile uygun sayılmayan bir soru sormuştu.
Washington’da bunlar yaşanırken, Ankara’da “yeni dünya düzenine saygı duruşu” diyebileceğiniz bir toplantı vardı.
Davetliler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu dinlediler.
“Trump ile birlikte sadece ABD’de değil, dünyada iş yapmanın kurallarının yeniden yazıldığı.. Ve ABD’ye mal satmanın artık alternatif değil zorunluluk olduğu” mesajını aldılar.
*. *. *
Kim bilir daha başka nasıl örneklerini göreceğiz. Erdoğan Trump ilişkisi nedeniyle yeni dünya düzeninde yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Bu arada, elbette yine buna güvenerek içerdeki şiddeti ölçüsüzce tırmandırıyor.
İçi hem muğlak hem çelişkili ifadelerle dolu İBB iddianamesiyle saha temizliği yapmaya çalışıyor.
Nefes Yazarı Deniz Zeyrek, o iddianameyi güvendiği hukukçulara göndererek, hepsinden belli kısımlara odaklanıp birer mütalaa hazırlamasını istemiş.
İşte, o mütalaalara göre Savcı Bey’in “eseri”:
- Örgüt kuruluşuyla suç tarihleri arasında bir tutarsızlık var. İddianamede İmamoğlu’nun örgütü 2015’te kurduğu söyleniyor. Bu çerçevede Beylikdüzü’ndeki inşaat, ruhsat ve iskân işlemlerinde rüşvet alındığına dair tanık beyanlarına yer veriliyor. Ancak Fatih Keleş’le 2014’te örgütsel faaliyette bulundukları anlatılıyor. Bu da suç tarihini belirsiz hale getiriyor.
- Rüşvet gelirlerinin nerede kullanıldığına dair farklı suçlamalar söz konusu. Kimi yerlerde siyasi amaçlarla (kampanya giderleri, parti içi rekabet, medya ilişkileri, aday belirlenme gibi) kullanıldığı, kimi yerlerde kişisel çıkar için kullanıldığı anlatılıyor. Rüşvet gelirleri kişisel zenginleşme için mi yoksa parti içi faaliyetler için mi kullanılmış, net bir ayrım yapılamıyor.
- İddianamede 44 yerde “değerlendirilmektedir” sözcüğü kullanılmış. “Ticari hayatın olağan akışına aykırılık” gibi yorumlar da hayli fazla. Bu da şüphe-delil-suç zincirinin yeteri kadar kurulmadığını düşündürüyor.
- Maddi delillerle sonuçlar arasındaki ilişki daha çok yorum üzerine kurulmuş. Örneğin tapular ve araç kayıtlarındaki değişiklikler suç gelirinin göstergesi gibi gösteriliyor. Savunma avukatları çok rahatlıkla “suçun işlendiği iddia edilen tarihlerde gayrimenkul piyasasında ciddi fiyat artışları var. Haliyle bu artışlar suç delili olmayabilir” görüşünü savunabilirler.
- İddianamedeki suçlamaların büyük bölümü itirafçıların ifadelerine dayanıyor. İtirafçılar konusundaki en büyük tutarsızlık ise itirafçıların hem “güvenilir” bulunması, hem de “çıkarcı failler” gibi gösterilmesi.
- Bir başka ayrıntı ise örgütün 2019’da kurulduğunun söylenmesi, buna karşın CHP kurultayı konusundaki gelişmelerin 2023’te yaşanmış olması.. Bu durum, duruşmalarda örgütün parti içi rekabet konusundaki rolüyle ilgili “neden-sonuç ilişkisi” tartışmalarına yol verebilir.
- İddianamede gazetecilerin fonlandığı iddiası var. Ancak buna dair hiçbir somut delil yok. Bir gizli tanığın ifadesiyle “PR amacıyla gazetecilere fon sağlandı” sonucunu çıkarmak delilsiz soyut iddia gibi duruyor.
- Örgüt içi faaliyetler için gösterilen kanıtların başında HTS kayıtları var. Bu da örgüt içi bağın telefon irtibatıyla delillendirilmesi anlamına geliyor. Gazetecilerin, iş insanlarının, belediye çalışanlarının işten kaynaklı zorunlu temaslarının “örgüt içi irtibat” gibi değerlendirilmesi ikna edici bulunmayabilir.
Deniz Zeyrek yazısının sonunda “Bu tespitlerin dışında benim dikkatimi çeken bir bölüm daha var. Onu da aktararak yazımı tamamlamak istiyorum.” Diyor:
- İddianamede, “örgüt gizlilik esasına göre hareket etmiş” görüşü hâkim. Kameraların kapatılması, jammer kullanılması gibi detaylar hem suç hem de “yeterince delil toplanamamasının kanıtı” gibi gösterilmiş. Bu da biraz “bahane” gibi duruyor."
Gazetecilerden söz edilmişken, bugün perdeyi sevgili Ruşen Çakır’ın (hukuktan çok mizah literatürüne armağan edilesi) paylaşımıyla kapatayım:
“Emrah Bağdatlı’yı hayatta tanımıyorum. Savcılara göre, tanıyormuşum ama inkar ediyormuşum.
Benim Emrah Bağdatlı’yı tanımadığımı ispatlamam bekleniyor. TANIMADIĞINIZ BİRİSİNİ TANIMADIĞINIZI NASIL İSPATLARSINIZ?”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:80
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 13 Kasım 2025 09:32 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















