ABD’nin yerin altındaki sırrı! Bu ağda neler saklanıyor?
Hurriyet sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Yerin yüzlerce metre altında, soğuk ve karanlık tünellerin arasında, devlet mühürleriyle kapatılmış devasa çelik kapılar… Kimine göre sadece belgeler, kimine göreyse bir ülkenin yeniden doğuş planı bu duvarların ardında saklı. Soğuk Savaş’ın gölgesinde şekillenen bu tesislerin varlığı, yıllarca söylentiden ibaret sanıldı. Ta ki bazı belgeler gün yüzüne çıkana kadar…
KIYAMETE KARŞI BİLGİ GÜVENCESİ
Bu gizli arşivlerin kökeni, II. Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileri ve sonrasında gelen Soğuk Savaş atmosferine dayanıyor. Nazi Almanyasının Avrupa’daki saldırıları ve ardından yükselen Sovyet tehdidi hem Amerikan hükümetini hem de bilgi koruyucularını harekete geçirdi.
Penn State Üniversitesi’nden kütüphaneci yardımcısı David Brett Spencer, Daily Mail’e yaptığı açıklamada, bu girişimin temel amacını şöyle özetliyor:
“ABD’yi nükleer bir savaştan sonra yeniden canlandırabileceklerini düşünüyorlardı. Bazı planlamacılar, eğer kaydedilecek doğru kayıtları seçersek, hükümetin ciddi bir kesintiye uğramadan devam edebileceğine inanıyorlardı.”
1940’ların sonu ile 1950’lerin başında hız kazanan bu çalışmalar, İngiltere’deki Blitz döneminde başlatılan belge koruma çabalarından ilham aldı. O dönemde Londra’daki kayıtlar, Alman bombalarından korunmak için taş kasalarda saklanmıştı. Aynı fikir, Amerika’da Soğuk Savaş’ın başlamasıyla birlikte devasa bir proje haline geldi.
YER ALTINDAKİ BİLGİ TAPINAKLARI
1950’lerin başında Amerika’nın farklı eyaletlerinde kazılan kireçtaşı madenleri, artık sadece taş değil, tarih de depolamaya başladı. Bu tesislerin en bilinen örneklerinden biri, Kansas’taki Lenexa Federal Kayıtlar Merkezi.
Soğuk Savaş döneminde bir madenin içine oyularak inşa edilen bu tesis, adeta bir zaman kapsülü gibi tasarlandı. Burada maskeli arşivciler, ‘Buz Küpü’ (Ice Cube) adı verilen, sıfırın altında sıcaklıklara sahip özel bir odada çalışıyor. Ellerindeki film makaraları, bir gün ülkeyi yeniden başlatabilecek belgeleri içeriyor.
Bu yer altı kasaları, yalnızca depolama alanı değil, bir medeniyetin devamı için tasarlanmış bir güvenlik sistemi. Spencer’a göre, çelik ve taşla güçlendirilen bu tesisler, şehirler buharlaşsa bile “Amerika’nın bilgisinin, yasalarının ve kültürel hafızasının” yaşamaya devam etmesi için inşa edildi.
Federal employee retirements are processed using paper, by hand, in an old limestone mine in Pennsylvania. 700+ mine workers operate 230 feet underground to process ~10,000 applications per month, which are stored in manila envelopes and cardboard boxes. The retirement process… pic.twitter.com/dXCTgpAWLs
— Department of Government Efficiency (@DOGE) February 11, 2025
OPERASYON ÇAYDANLIK: KİTAPLAR PATLAMAYA KARŞI
1955 yılında Amerika, tarihin en sıra dışı bilimsel testlerinden birine sahne oldu. “Çaydanlık Operasyonu (Operation Teapot)” adı verilen bu deneyde, kütüphaneciler ve askeri yetkililer, kitapların ve mikrofilmlerin nükleer bir patlamadan nasıl etkilenebileceğini test etti.
Nevada Çölü’nde “Doom Town” adlı sahte bir mahalle inşa edildi; evler, mankenler, eşyalar ve kitap raflarıyla donatılan bu hayali kasaba, ardından nükleer bombalarla havaya uçuruldu.
Spencer, bu testlerin “ABD ordusunun nükleer savaş sırasında ve sonrasında operasyon planlamasına yardımcı olmak” amacıyla gerçekleştirildiğini belirtiyor. Amerikan Kütüphane Derneği görevlileri patlamalara bizzat tanıklık etti, Ulusal Arşivler ise patlamanın kâğıt, mikrofilm ve fotoğraflar üzerindeki etkilerini ayrıntılı şekilde inceledi.
Bu testlerin ardından, 1952 yılında Mosler Corporation’dan 55 tonluk süper kasalar satın alındı ve ABD Anayasası ile Kuruluş Belgeleri bu kasalara yerleştirildi. Hatta Pentagon’a doğrudan bir hat çekilerek, olası bir saldırı anında ülkenin en kutsal belgelerinin anında yer altına indirilebilmesi sağlandı.
Başkan Harry Truman, kasaların açılışında yaptığı konuşmada bu yapının “Amerika’nın hazinelerini modern insanın aklının tasarlayabileceği her şeyden daha güvenli bir şekilde yıkımdan koruyacağını” söyledi.
GÖLGEDEKİ DEV AĞ
1960’lardan itibaren bu yer altı tesisleri çoğalmaya başladı. Devletin yanı sıra özel sektör de bilgi koruma yarışına dahil oldu. Spencer, “Bazı durumlarda malzemeleri devlete ait tesislerde muhafaza ettiler, diğer durumlarda ise Iron Mountain gibi şirketlerle sözleşme yaptılar” diyor.
1980’lere gelindiğinde, bu uygulama devlet sınırlarını aştı. Wrigley, sakız tariflerini yeraltı mahzenlerinde saklarken; Pizza Hut, franchise kayıtlarını madende tutuyordu. Iron Mountain ve Underground Vaults and Storage gibi şirketler, belge imha, dijitalleştirme, film düzenleme, ağ güvenliği ve fiber altyapı hizmetleri sunarak “kıyamet arşivciliğini” profesyonel bir sektöre dönüştürdü.
Spencer, “Bu tesislerin kurulmasında bazı planlamacılar, olası bir nükleer savaşın kazanılabileceğine inanıyorlardı. Ancak asıl amaç, bilgiye tutunarak hayatta kalmaktı” diyerek dönemin zihniyetini özetliyor.
BİLGİNİN YENİ ÇAĞI: DİJİTAL KIYAMET SIĞINAKLARI
Soğuk Savaş sona erdi ancak gölge kütüphaneler yok olmadı. Tam tersine, dijital çağla birlikte yeni bir işlev kazandılar. Spencer’a göre, bu tesislerin düşük nem oranı ve sabit sıcaklığı hem fiziksel belgeler hem de sabit diskler, sunucular ve dijital yedekler için ideal ortam sağlıyor. Günümüzde “internetin içeriğinin büyük bir kısmı” bu yer altı kütüphanelerinde yedekleniyor.
I toured The Ice Cube today - our special @USNatArchives cold storage area at the Lenexa Federal Record Center. This is where we keep permanent film accessions and other records that need to be stored at close to freezing temperatures. I liked the NARA jacket! pic.twitter.com/NlmNOkVnUe
— Dr. Colleen Shogan (@AOTUS11_Shogan) August 8, 2023
Spencer, “İnterneti bir şey yok ederse dünyanın tekrar çevrimiçi hale gelmesinde bu arşivler kilit rol oynar” diyor. Yani, bir zamanlar nükleer savaşın ardından Amerika’yı yeniden başlatmak için tasarlanan bu yapılar, bugün dijital dünyanın sürekliliğini sağlamak için hizmet veriyor.
İNSANLIĞIN ORTAK BELLEĞİ İÇİN ÇALIŞIYOR
Bu yer altı arşivleri artık sadece bir ulusun değil, insanlığın ortak belleği için çalışıyor. Devasa kireçtaşı dağlarının altında, tonlarca taşın arasında saklanan film makaraları, belgeler ve dijital sunucular, olası bir felaket anında dünyanın yeniden başlaması için hazır bekliyor.
Soğuk Savaş’ın umutsuz bir ürünü olarak doğan gölge kütüphaneler, bugün insanlığın bilgi çağındaki sigortası haline geldi. Kısacası, bu yer altı dünyası artık sadece geçmişi saklamıyor geleceği de koruyor.
Daily Mail'in "Secrets of 'Iron Mountain': Hidden bunker holds huge 'shadow library' that will SAVE America after armeggedon... here's what's in it" başlıklı haberinden derlenmiştir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:46
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 09 Kasım 2025 08:54 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















