ABD li ekonomist Türk savunma sanasiyisini mercek altına aldı: Bu bir devrim! Sonuçlar artık inkar edilemez boyutta
Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com açıklama yapıyor.
ABD’li ekonomist ve Columbia Üniversitesi profesörü Jeffrey Sachs, Voice of Horizon isimli YouTube kanalında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin savunma sanayiinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir dönüşüm gerçekleştirdiğini söyledi. Sachs, bu dönüşümün Türkiye, bölge ülkeleri, Avrupa ve NATO üzerindeki etkilerini kapsamlı biçimde ele aldı.
Küresel savunma sanayiinin uzun yıllar ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve birkaç ülkenin hâkimiyetinde olduğunu belirten Sachs, bu hiyerarşik yapının çözülmeye başladığını ifade etti.
“KAPSAMLI BİR SAVUNMA SANAYİİ DEVRİMİ”
Sachs, Türkiye’nin son 15 yılda savunma sanayiinde dikkat çekici bir dönüşüm yaşadığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Türkiye, gelişmiş askeri teknolojisinin neredeyse tamamını ithal eden bir ülkeden; silahlı insansız hava araçları, deniz platformları, zırhlı araçlar ve giderek daha sofistike elektronik harp ve füze sistemleri üreten dünyanın önde gelen ülkelerinden biri haline geldi.”
Bu dönüşümün kademeli bir ilerleme olmadığını belirten Sachs, süreci “NATO içindeki güç dengeleri hakkında rahatsız edici sorular doğuran kapsamlı bir savunma sanayii devrimi” olarak tanımladı.
“2000’Lİ YILLARDA SAVUNMA TEÇHİZATININ YÜZDE 80’İ İTHALDİ”
Türkiye’nin geçmişteki savunma sanayi yapısına da değinen Sachs, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2000 yılında Türkiye, savunma teçhizatının yaklaşık yüzde 80’ini ithal ediyordu. ABD’den F-16 savaş uçakları, Almanya’dan Leopard tankları, Avrupa tersanelerinden deniz platformları satın alıyordu. Hatta temel zırhlı araçlar ve hafif silahlar bile çoğu zaman yabancı üretimdi ya da çok düşük yerli katkıyla lisans altında monte ediliyordu. Türkiye’de savunma sanayi şirketleri vardı ancak bunlar ağırlıklı olarak montaj ve bakım faaliyetleri yürütüyordu.”
AMBARGOLAR STRATEJİK KARARI HIZLANDIRDI
Türkiye’nin küresel savunma pazarında üretici değil tüketici konumundayken, dış politikada tedarikçi ülkelerle yaşanan gerilimler nedeniyle silah ambargolarıyla karşılaştığını belirten Sachs, bu sürecin kritik bir kararın alınmasına yol açtığını söyledi.
“Türk askeri planlamacıları, ambargolar ve Batılı müttefiklerin kısıtlama ve geciktirme politikalarına karşı stratejik bir karar aldı. ‘Bedeli ne olursa olsun, ne kadar sürerse sürsün, yerli savunma sanayi inşa edeceğiz’ dediler. Bu dönüşüm bir gecede gerçekleşmedi. Onlarca yıl süren yatırım, planlama ve sistematik geliştirme gerektirdi. Ancak sonuçlar artık inkâr edilemez.”
"TÜRK İHA'LARI ABD'Lİ RAKİBİNİN 6 KATI"
Sachs, Türk savunma sanayiinin en görünür başarısının silahlı insansız hava araçları olduğunu belirterek, asıl farkın maliyet ve operasyonel başarıda ortaya çıktığını vurguladı:
“Önemli olan sadece işlevsel bir İHA üretmek değil. Birçok ülke bunu yaptı. Asıl mesele, kabiliyet, maliyet etkinliği ve sahadaki başarının birleşimidir. Türk İHA’ları, benzer performans sunan Amerikan muadillerine kıyasla çok daha düşük maliyetlidir. Bir Amerikan MQ-9 Reaper yaklaşık 30 milyon dolara mal olurken, bir Bayraktar TB2’nin maliyeti yaklaşık 5 milyon dolardır.”
Türkiye’nin 20’den fazla ülkeye İHA ihraç ettiğini belirten Sachs, bu durumu “Amerikan ve İsrail egemenliğine meydan okuyan bir pazar penetrasyonu” olarak tanımladı.
TCG ANADOLU VE DENİZ PLATFORMLARI VURGUSU
Türk Deniz Kuvvetleri envanterindeki amfibi hücum gemisi TCG Anadolu’nun da dikkat çekici olduğunu söyleyen Sachs, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, 20 yıl önce böyle bir gemiyi inşa etmeyi hayal bile edemezdi. Bugün ise deniz araçları konusundaki uzmanlığını başka ülkelere ihraç ediyor.”
"BAŞARININ TEMELİNDE DOĞRU STRATEJİ YATIYOR"
Türkiye’nin füze, roket, elektronik harp ve haberleşme sistemleri gibi en zor alanlarda da önemli ilerleme kaydettiğini belirten Sachs, başarının temelinde doğru stratejinin yattığını söyledi:
“Türk İHA’larında başlangıçta Avusturya motorları, Kanada sensörleri kullanıldı. Ancak bu bileşenleri etkili bir sisteme dönüştüren kritik entegrasyon ve tasarım Türkiye’ye aitti. Gerçek yerli kabiliyete sahip olmak için her bileşeni içeride üretmeniz gerekmez. Tasarım ve entegrasyonun kontrolü sizde olmalıdır.”
Sachs, Türkiye’nin zamanla yerlilik oranını artırdığını ve rekabetçi bir savunma sanayi ekosistemi kurduğunu da sözlerine ekledi.
"ÇOĞU NATO MÜTTEFİKİNİN ÖNÜNDE"
Bu gelişmenin NATO açısından önemli sonuçlar doğurduğunu ifade eden Sachs, şunları söyledi:
“NATO, teknolojik bir hiyerarşi üzerine kurulmuştu. ABD en gelişmiş sistemleri sağlıyor, İngiltere, Fransa ve Almanya onu izliyordu. Diğer üyeler ise tüketiciydi. Bu yapı, siyasi hiyerarşiyi de pekiştiriyordu. Türkiye’nin savunma sanayiindeki yükselişi bu düzeni bozuyor. Bazı alanlarda, özellikle İHA’larda, Türkiye çoğu NATO müttefikinin önünde.”
“TEKNOLOJİK BAĞIMSIZLIK, DIŞ POLİTİKA BAĞIMSIZLIĞI GETİRİYOR”
Türkiye’nin Suriye operasyonlarında yerli sistemler kullandığını hatırlatan Sachs, Avrupa ülkelerinin silah satışlarını kısıtlamasının Türkiye’yi durduramadığını vurguladı:
“Bu teknolojik bağımsızlık, dış politika bağımsızlığını mümkün kılıyor. Bu durum bazı NATO müttefiklerini ciddi biçimde rahatsız ediyor.”
"YUNANİSTAN, TÜRKİYE'NİN SAVUNMADAKİ GELİŞMESİNİ ENDİŞEYLE İZLİYOR"
Türkiye’nin yerli savunma sistemleriyle bölgenin baskın askeri güçlerinden biri haline geldiğini belirten Sachs, Yunanistan’ın bu gelişmeleri endişeyle izlediğini söyledi:
“Yunan savunma planlamacıları, Türkiye’nin gelişmiş sistemleri yerli olarak üretebildiği, Yunanistan’ın ise her şeyi ithal etmek zorunda olduğu gerçeğiyle karşı karşıya. Bu durum maliyet ve sürdürülebilirlik sorunları yaratıyor.”
Sachs, Türkiye’nin Libya, Suriye, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de artan etkisine de dikkat çekti.
“SON DERECE İDDİALI”
Türkiye’nin savunma sanayi yükselişinin devam ettiğini söyleyen Sachs, beşinci nesil savaş uçağı KAAN programını “son derece iddialı” olarak nitelendirdi:
“Modern savaş uçağı geliştirebilen ülke sayısı çok azdır. Teknik zorluklar muazzamdır. Ancak Türkiye, milyarlarca dolarlık yatırım yapmaya ve ilerlemeye kararlı.”
“SON 20 YILIN EN ÖNEMLİ ASKERİ TEKNOLOJİK GELİŞMELERİNDEN BİRİ”
Sachs, Türkiye’nin savunma sanayiindeki yükselişinin küresel sonuçlar doğurduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye, yabancı askeri tedarikçilere bağımlılıktan kurtulmayı hedefledi ve büyük ölçüde başardı. Bununla da yetinmedi; kendi başına önemli bir askeri sanayi gücü haline geldi. Bu bir sıçrama. NATO uyum sağlamak zorunda kalıyor, bölgesel güçler yeniden hesap yapıyor ve küresel savunma pazarları değişiyor. Türkiye’nin savunma sanayi devrimi, son 20 yılın en önemli askeri teknolojik gelişmelerinden biridir.”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:67
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Aralık 2025 17:53 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















