2050 yılına kadar hasta sayısı 850 milyonu geçecek! Bu bir salgın mı? Türkiye’de durum ne?
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (International Diabetes Federation-IDF) verileri ise deyim yerindeyse ‘dehşet verici’ düzeyde. Federasyonun verilerine göre, diyabetli birey sayısı 2024 itibariyle yaklaşık 589 milyon. Bu sayının 2050 yılında 853 milyon civarına çıkacağı öngörülüyor.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ne özel olarak konuştuğumuz İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Betül Mercan Çiftçi, IDF’nin verilerini yorumladı, Türkiye’deki durumu ve gelecekte görülmesi beklenen rakamları anlattı.
“Antik Mısırlıların da tatlı idrar şeklinde tanımlama yapmaları, o dönemde gözlemledikleri temel belirtinin idrar hacminin artması ve sık idrara çıkma olduğunu gösteriyor. Tatlı ifadesi de idrarda glikoz atılmaya başlayınca idrarın özellikle glikoza bağlı olarak tatlanması anlamına geliyor. Günümüzde diyabet tanısını koyarken esas olarak kan şekeri ve HbA1c gibi sayısal kriterleri kullanıyoruz; fakat poliüri ve glikozüri hâlâ hastalığın tipik bulgu ve şikâyetleri arasında” diyen Betül Mercan Çiftçi diyabetin ortaya çıkmasında rol oynayan temel fizyolojik faktörleri ise şöyle anlattı:
-- Diyabet; insülinin etkisinin azalması, insülin direnci ya da insülinin yeterli üretilememesi, beta hücrelerinden yeterince insülin üretilememesi, glikozun dokular tarafından yeterince alınamaması ya da karaciğerde aşırı üretim yapılması gibi durumlarda ortaya çıkar.
-- Glikoz dengesini bozan en önemli durum da iskelet kasında, yağ dokusu ve karaciğer dokularında insülin etkisinin azalması, karaciğerin glikoz üretiminin artmasıdır. Yine obezite, özellikle abdominal yağ fazlalığı, düşük fiziksel aktivite, genetik yatkınlıklar, yaşlanma, şehirleşme gibi çevresel faktörler de bu diyabet oluşmasında demografik faktörler olarak sayılabilir.
-- İnsülin direnci ise hücrelerin insüline yanıt verme kapasitesindeki azalma durumudur. Kandaki insülin düzeyi normal veya yüksek olabilir ancak doku düzeyinde, örneğin kas, yağ ya da karaciğerde insülinin etkisi yetersiz kalır.
-- İnsülin eksikliği dediğimiz durumda da pankreasta insülini üreten beta hücrelerinin yeterince insülin üretememesi söz konusudur. İnsüline karşı direnç varsa insülin ortamda vardır ama etkisi azdır. Eksiklik varsa da beta hücrelerinden insülin yeterince salgılanamıyordur. İkisi de diyabet oluşumunun temelinde rol oynar.
KÜRESEL BOYUTTA YAYGIN BİR KRONİK HASTALIK OLACAK
Uzm. Dr. Çiftçi, “International Diabetes Federation’ın verilerine göre dünyada erişkin yaş, yani 20 ile 79 yaş arası erişkin kabul ediliyor. Yine federasyonun verilerine göre diyabetli birey sayısı 2024 itibariyle yaklaşık 589 milyon. Bu sayının 2050 yılında 853 milyon civarına çıkacağı öngörülüyor. Yani bu gösteriyor ki diyabet küresel boyutta yaygın bir kronik hastalık haline geleceği ve sağlık sistemlerine, toplumlara ve ekonomiye önemli yükler getirecek” dedi.
BU BİR ‘DİYABET SALGINI’ MI?
Betül Mercan Çiftçi, bu soruyu şöyle yanıtladı:
“Salgın bizim daha çok enfeksiyon hastalıkları için kullandığımız bir tabir. Diyabet enfeksiyon hastalığı değildir ama görülme sıklığındaki hızlı artış nedeniyle ‘epidemik boyutta’ bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyor. İleride diyabetli hasta sayısının artışıyla birlikte bunun ekonomik bir krizi de beraberinde getireceğini düşünerek ‘epidemi’ diye tanımlamak çok daha doğru olur.”
AVRUPA’DA EN FAZLA DİYABETLİ ERİŞKİN NÜFUSA SAHİP ÜLKEYİZ
“Türkiye’de 20-79 yaş aralığında diyabetli yetişkin sayısı yaklaşık 9,6 milyon olarak tahmin ediliyor. Öte yandan Avrupa’da erişkin nüfus içinde en yüksek diyabet prevalansına sahip ülke konumundayız” diyen Çiftçi ekledi:
“Veriler yaş, cinsiyet, bölge gibi alt gruplara göre farklılık gösterebilir. Ayrıca prediyabet dediğimiz durum da oldukça yüksek düzeyde. Prediyabet, hasta hâlâ şeker hastası olmamıştır ama normal ile şeker hastalığı arasındaki ara dönemdir. Bu da bizim diyabet insidansı ve prevalans artışı eğiliminde olduğumuzu, ülkemizin risk grubunda olduğunu gösteriyor.”
DİYABETİN ORGANLARA VERDİĞİ ZARARLAR
“Trafik kazalarından sonra en sık görülen ayak kesilme nedenin dahi diyabet olduğu biliniyor. Diyabet, uzun vadede vücutta hangi organ veya sistemlerde kalıcı hasarlara yol açabilir?” diye sorduğumuz Uzm. Dr. Çiftçi,
“Sürekli kan şekeri yüksekliği olanlarda uzun vadede gelişecek organ ve sistem hasarları da önemlidir. Burada en önemlisi damar sistemidir. Hem göz, böbrek ve sinir sistemine olan hasarlar; hem de daha büyük damarların etkilenmesi, yani koroner arter hastalığı ve periferik damar hastalıkları gibi komplikasyonlar bu hastalarda daha yüksek oranda görülür” dedi ve şu bilgileri verdi:
“Biz diyabet tanısı koyduğumuz hastalarda mutlaka göz değerlendirmesi isteriz. Genel takiplerinde böbreklerde hasar olup olmadığını değerlendirmek için böbrek fonksiyon testlerini ve idrar çıkışlarını takip ederiz. Sinir sistemi muayenesi için nörolojiden destek isteriz. Diyabetik nöropati özellikle önemlidir. Bu durum duyu hasarına sebep olarak ayaklarda özellikle diyabetik ayak oluşumuna yol açabilir. Ayak bakımı ve tırnak bakımı yine bu hastalarda önemlidir çünkü dolaşım ve sinir sistemi bozulduğu zaman burada ciddi diyabetik ayak yaraları ortaya çıkabiliyor.”
PEKİ NE YAPMALISINIZ?
“Diyabet riskini azaltmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek için yapılacaklardan en önemlisi sağlıklı, dengeli beslenmedir. İşlenmiş şeker ve yüksek kalorili gıdaların sınırlandırılması gerekir” diyen Betül Mercan Çiftçi yapılması gerekenleri detaylıca anlattı:
-- İkincisi, fiziksel aktivitenin mutlaka artırılması ya da hayatımızın içine mutlaka katılması gerekir. Düzenli egzersiz, özellikle kas güçlendirme aktiviteleri önemlidir.
-- Vücut ağırlığının optimal düzeyde tutulması, özellikle abdominal obezitenin azaltılması önerilir. Sigara ve alkol gibi ek risk faktörlerinin kontrol altına alınması gerekir.
-- Belli dönemlerde düzenli sağlık kontrollerinin özellikle risk grubundaki insanlarda yapılması gerekir. Bu risk grubu; ailesel diyabet öyküsü olanlar, obezite hastaları, gebelik döneminde diyabet riski olan (gestasyonel diyabet dediğimiz) hasta grubu olabilir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:31
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 14 Kasım 2025 16:12 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















